AMMH Müracieti _TR Son
Ѕесплатно модули и шаблоны DLE скачать шаблоны дл¤ веб сайтов
KARDEŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN CUMHURBAŞKANI
SAYIN R. T. ERDOĞAN’A VE TÜRKİYE KAMUOYUNA
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Sayın R. T. Erdoğan ve Türkiye’nin değerli yurttaşları,
politikacıları, kanaat önderleri!
Günümüzde Azerbaycan halkının içinde bulunduğu aşırı zor koşullar, karmaşık toplumsal,
ekonomik ve siyasal kriz ortamında kardeş Türkiye’nin dikkatini çekebilmek adına
sorunlarımızın çok kısa bir özetini içeren bu metinle sizlere sesleniyoruz.
Bugün Azerbaycan devletinin başında bulunan İlham Aliyev’in 2003’ten başlayan aile-
klaniktidarı ta günden başlayan Anayasaihlalleri, seçim hileleri veyasadışı uygulamalarsonucu
gerçekleşebilmiştir. İ. Aliyev başa geçtiği ilk günden başlayarak çok sayıda siyasi parti liderinin
hapsedilmesini sağladı, seçim hilelerini protesto eden vatandaşları cezalandırmak amacıyla başka
etnik grup mensuplarından oluşturulan yasadışı özel timleraracılığıyla aşırı şiddet uyguladı.
20 yıllıkiktidarı süresinceİlham Aliyev tüm seçimlere hile karıştırdı,siyasi muhalefete sürekli
fiziki, hukuki, maddi ve manevi baskılaryaptı, siyasi tutuklu sayısına göre ülkemizi dünya
sıralamasında lider ülke konumuna yükselmesine neden oldu.
İlham Aliyev’in tek adam iktidarı döneminde ülkede hükümet tarafından sayısız suçlar işlendi,
muhalif veya bağımsız görüş sahibi çok sayıda insan çeşitli yöntemlerle katledildi, akıl almaz
işkencelere maruz kaldı, düzmece suçlamalarla hapislere atıldı veya ülkeyi terk etmek zorunda
kaldı.
2016-2017 yıllarında Ordu mensuplarına karşı benzeri görülmemiş işkenceler uygulandı, çok
sayıda asker bu süreçte sakatlandı, ölenler oldu (kamuoyunda ‘Terter Dosyası’ olarak bilinen
dosya). Zamanında alelacele kapatılan dosya 2 sene önce kamuoyu baskısıyla yaklaşık tekrar
açıldı ama bu süreçte kamuoyu bilgilendirilmemekte, soruşturmanın sonu bir türlü
gelmemektedir. Dolayısıyla binlerce mağdur aile ve kamuoyunun adalet beklentisi
karşılanmamaktadır. Bu kapsamda işlenen suçların failleri esasen belirlenmiş olsa da İ. Aliyev
iktidarı çoğu yüksek rütbeli askerler olan bu kişileri cezalandırmak bir yana, korudu, terfi ettirdi,
ödüllendirdi.
İnsan haklarının devletin memurları tarafından sürekli ihlal edilişi, memurların keyfi
uygulamaları, yolsuzluk, sosyal sefalet, sağlık ve eğitim alanlarının bitmek bilmeyen sorunları,
işsizlik, çalışan ve emekli maaşların aşırı düşük oluşu, gazilerin ve şehit ailelerinin dilenci
durumuna düşürülüşü ülkemizi tam bir çıkmaza sürüklemektedir. 44 günlük Karabağ Savaşının
bitişinden geçen yaklaşık 3 yıl zarfında 70’den fazla gazimiz yaşadıkları sayısız sorunlara
dayanamayarak intihar etti.
İşlenen suçların, haksızlıkların sayı hesabı bilinmez oldu. Haksızlıklara dayanamayan insanlar
yığınlar halinde başka ülkelere yüz tutarak ülkeyi terk etmektedir. Milyonlarca insanımız,
özellikle gençlerimiz bu yıllar zarfında Rusya, İran, Avrupa ve Amerika’ya göç etti. Aliyevler
iktidarı planlı biçimde hareket ederek Azerbaycan Türklerinin ülkeden çıkarılmasını, onların
yerine Irak ve Suriye’den gelen Kürtlerin yerleştirilmesini gerçekleştirmektedir.
Azerbaycan’da hemen tüm toplumsal ve siyasal süreçler felç edilmiş durumdadır. Adil ve şeffaf
seçimlerin yapılmaması sonucu ülkenin parlamentosu itibarını kaybetti, adalet sistemi çürüdü.
Parlamento Cumhurbaşkanlığı ofisinden gelen emirleri yasalaştıran bir kurum haline geldiği gibi,
adalet sistemi de aynı merciden gelen kararları onaylayan ve açıklayan bir organa dönüştü.
Vatandaşların serbest toplanma hakkı aşırı derecede sınırlandırıldı. Herhangi bir protesto
eylemine katılan kişilerin polis tarafından kaçırılması, kendilerine aşırı şiddet uygulanması,
aşağılanması ve hakaretler edilmesi, zorunlu olarak akıl hastanelerine tıkanması gibi durumlar ne
yazık ki artık herkesçe bilinen sıradan uygulamalardır.
Siyasal partiler arasında iktidar emrine girmeyenlerin ofis kurma ve normal faaliyet gösterme
şansı yoktur. Bu partilerin liderleri sürekli takip edilmekte, düzmece suçlamalarla tutuklanmakta,
baskılanmaktadır.
İktidar kendine yakın bulduğu partilere (seçim sisteminin çarpıklıklarını da kullanarak) değişik
resmi ve gayrı resmî yollardan mali kaynak temin etmekte, diğer partilerin (özel bağışlar da
dâhil) tüm para kaynaklarını engellemektedir.
Bu iktidar döneminde çok sayıda parti başkanı ve üst düzey parti yöneticisi tutuklandı, yıllarca
hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Bunların yanı sıra muhalif görüşlü binlerce aydın,
gazeteci, avukat vb. cezaevlerine tıkandı, hayatları karartıldı.
İlham Aliyev muhalefete nefretini ve onu tamamen mahvetmek istediğini hiçbir zaman
saklamadı. Daha 18 Mart 2020’de yaptığı ünlü konuşmasında ‘yakın günlerde ülkemizde
muhalefetin izi de kalmayacak’ açıklamasını yaptı.
Mevcut iktidar en küçük protesto hareketine karşı bile abartılı tepkiler vermekte, aşırı güç
kullanmaktadır. Bunun son örneği bu yılın Haziran ayında Gedebey ilçesinin Söğütlü köyünde
halkın bölgede altın madeni işleten şirketi protesto ettiği günlerde yaşandı. Esasen kadınlardan
oluşan az sayıda köylünün üzerine özel polis timleri sevk edildi, aralarında şehit anneleri de
bulunan protestoçu kadınlar vahşice dövüldü, köye giriş çıkışlar kapatıldı, çok sayıda köy sakini
tutuklandı. Halende Söyütlü köyü ulaşma kapalı, tutuklananlar hapste.
Bütün dünyada Kovid-19 pandemisinin artık resmen bitmiş olmasına rağmen, Azerbaycan bu
bahaneyle tüm sınır kapılarını halen kapalı tutmaktadır ki bu uygulama birçok yönüyle halkı aşırı
zor duruma sokmuş durumdadır.
İlham Aliyev’in iktidarı döneminde ortada mahremiyet diye bir kavram bırakılmadı. İktidar
yaşamın her alanına müdahale etmekte, yatak odalarına bile gizli kameralar yerleştirerek buradan
elde edilen görüntüleri, keza gayrı yasal dinlenen yöntemlerle telefon görüşmelerini baskı ve
şantaj aracı olarak kullanmaktadır. Bütün bunlar muhalif veya bağımsız görüş sahibi kişilere
karşı yöneltilmiş olağan ve yaygın uygulamalardır.
Ülkede uyuşturucu madde ticareti üst düzey memurlar tarafından himaye edilmektedir. Sonuçta
gençlerimizin uyuşturucu alışkanlığı had safhalara ulaşmış olup, milletimizin geleceği tehdit
altındadır.
Ülkenin eğitim sistemi acıklı durumdadır. Çocuk yuvalarından üniversitelere kadar eğitimin her
aşaması rüşvet ve yolsuzluk sistemi felç etmiş durumdadır. Bu yetmezmiş gibi yüzlerce okul ve
üniversite Rusça eğitim vermektedir. Ancak Rusya’yı memnun etmek adına bu okullara büyük
bütçeler ayrılmakta, on binlerce gencimiz bu okul ve üniversitelerde eğitim görmektedir. Bu
kurumların eğitim müfredatı ülkemizin tarihine, kültürüne yabancı olmanın ötesinde,
gençlerimizi öz milli köklerinden koparmaktadır.
Bilindiği üzere zamanında Karabağ’ın Ermenilerce işgali sonucunda yüzbinlerce insanımız kendi
vatanında göçmen durumuna düşmüştü. 2020 Eylül-Kasım döneminde cereyan eden 44 günlük
2.Karabağ Savaşı kardeş Türkiye’nin belirleyici desteği sayesinde zaferle sonuçlandı. Fakat
zaferin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen kalabalık göçmen kitlelerin kendi
memleketlerine dönmesi bir türlü gerçekleştirilmedi. Bölge halkından imkân sahibi ailelerin
kendi evlerini yapmasına, keza iş adamlarının kendi imkânlarıyla belli başlı köyleri, mahalleleri
yapmalarına müsaade edilmemektedir. İktidarın inatlaşması sonucu tek elden yürütülen
çalışmaların bu hızla devam etmesi halinde ise göçmenlerin yurtlarına kavuşmaları on yılları
bulabilir. Bu durum milletimizin bugününü ve geleceğini olumsuz etkileyen ağır bir suç ve hatta
ihanettir.
Aliyevler iktidarının pek konuşulmayan ama daha kapsamlı suçlarını da vurgulamak gerekir.
Şöyle ki Hocalı Katliamı, 20 Ocak Katliamı, 4 Haziran 1993 Gence Ayaklanması gibi trajik
olayların failleri bilinmesine rağmen, gereken adli süreçler işletilmemiş, suçlular
yargılanmamıştır.
2.Karabağ savaşının üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen Ermenistan tarafının ülkemizi
uğrattığı zararın mali hâlâ boyutları tam olarak tesbit edilmemiş, tazminat talebi gündeme
getirilmemiştir.
Hemen tüm önemli devletlerce terör örgütü olarak tanınan PKK ne yazık ki Aliyevler iktidarı
tarafından tanınmamakla beraber, bu örgüt elemanlarınınAzerbaycan’da gayet aktif olduğu ve
hatta (devletin güvenlik kurumları da dâhil) resmi kurumlara sızmış oldukları bir sır değildir.
Ülkemiz bu unsurların oluşturduğu suç yapılanmaları tarafından talan edilmekte, halkımız PKK
uzantılarınca mağdur edilmektedir.
İ. Aliyev’in babası Haydar Aliyev’in iktidarı döneminden başlayarak Azerbaycan’da rüşvet
yazılmamış kanun niteliği kazanmış ve kurumsallaşmıştır. Rüşvet, yolsuzluk, nepotizm ve
hemşericilik Azerbaycan’a hükmeden Aliyev klanının temel yönetim ilkeleridir.
İlham Aliyev 2009 ve 2017 yıllarında yapılan referandumlara hile karıştırarak kendisinin ve
ailesinin ömür boyu iktidarına yasal kılıf uydurdu. 2017 yılında eşi Mihriban Aliyeva’yı
cumhurbaşkanı 1.yardımcısı görevine atayarak en geri Afrika ülkesinde bile eşine rastlanmayan
bir uygulamaya imza attı. Daha önce ise Mihriban Aliyeva ülkede rüşvet ve yolsuzluğun merkezi
kurumu konumunda bulunan Haydar Aliyev Vakfı’nın başkanlığına atandı ve halen bu görevi
yürütmektedir.
İlham Aliyev 2 Karabağ Savaşının sonuna doğru (9 Kasım 2020) Rusya ve Ermenistan ile üçlü
bir Beyanname imzalayarak Azerbaycan Ordusunun zafer yürüyüşünü beklenmedik bir biçimde
durdurdu ve Ermeni birliklerin Karabağ’dan tam olarak çıkarılmasını engelledi. Sonuçta Rus
askeri Mayıs 1993’te çıkarılmış olduğu Azerbaycan topraklarına tam 27 yıl sonra tekrar geri
getirildi ve şimdi millet olarak bunun kötü sonuçlarıyla uğraşmak zorundayız.
Anlaşılan İlham Aliyev bilerekten Karabağ’daki bu muallak durumun sürdürülmesini istiyor.
Zira Azerbaycan Anayasasına göre savaş koşulları geçerli olduğu sürece cumhurbaşkanının
tekrar adaylığıyla ilgili sınırlama uygulanmaz. Yani Karabağ gerilimi devam ettiği sürece İlham
Aliyev’in cumhurbaşkanlığına tekrar tekrar aday olabilmesi yasal olarak engellenemeyecek ve
klan iktidarı sürdürülebilecek.
Karabağ’da yapılan terör karşıtı operasyonun sonuçları, güncel durum ve yakın vadeli siyasi ve
ekonomik hedeflerle ilgili halkımız bilgilendirilmiyor. Halen Ermenistan işgalinde bulunan 8
köyün (Nahcivan’da 1, Kazak ilçesinde 7 köy) kaderi ne olacak, bu köyler, keza Sovyet
egemenliği yıllarında çeşitli bahanelerle Azerbaycan’dan koparılarak Ermenistan’a bağlanan
topraklarımız barış görüşmelerinde gündeme getiriliyor mu, bu konular nihai belgede yer alacak
mı vb. sorulara cevap verilmiyor, herhangi resmi açıklama yapılmıyor. Bu durum halkımızın
devlete güvenini sarsmakta, karamsarlığa sürüklemektedir.
Haydar Aliyev döneminden başlayarak devlet yönetimi PKK mensuplarının, Ermeni asıllı
vatandaşların, Rusya, İran ve İsrail ajanlarının ağır baskısı altındadır. İlham Aliyev’in 2003
yılında başa geçmesiyle bu eğilim daha bir hızlanmış ve kuvvet kazandı. Devletini milletini
seven, az çok milli duygulara sahip insanlar tamamen sistem dışına itildi, önemli bir kısmı ise
ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Bugün içinde bulunduğumuz durum Azerbaycan Türklüğünü küçük düşüren, hayatını zorlaştıran
ve halkımızın kesinlikle hak etmediği bir durumdur.
Sayın Erdoğan ve kardeş Türkiye’nin saygıdeğer vatandaşları, sizlere sesleniyoruz:
Azerbaycan’ın sorunları çok, derdi büyüktür.
Yukarıda anlattıklarımız sorunlarımızın ancak cüzü bir bölümüdür. Türkiye ve Azerbaycan
Türkleri aynı millet, Türkiye ve Azerbaycan toprakları da ortak vatan topraklarımızdır. Bizler
bunun bilincindeyiz, sizlerin de farklı düşünmediğinizi biliyoruz. Bu gerçek Türkiye’deki
büyüklerimiz tarafından da haklı olarak sık sık ve yüksek sesle ifade edilmektedir. Savaş
meydanlarında olduğu gibi hayatın başka alanlarında da bu kardeşliğin sözden işe dönüşmesini
temenni ediyoruz. Azerbaycan Türklüğü olarak içinde bulunduğumuz sorunların çözümünde de
bizimle dayanışmanızı, destek vermenizi istiyoruz.
Yaşadığımız sorunların çözüm sürecinde, özellikle bağımsızlığını görece yakın zamanda
kazanmış olan ülkemizde devlet yapısının sağlam bir şekilde oluşturulması ve geliştirilmesi
alanında Türkiye’nin yardımlarına ciddi ihtiyacımız var. Azerbaycan’ın bu karmaşık sorunları
çözmesi, devletimizin her yönüyle çağdaş ve sağlıklı bir yapıya kavuşması halkımızı düzlüğe
çıkaracağı gibi, Türk halkalarının yakınlaşması ve Türk dünyasının bütünleşmesi yönünde de
hızla yol alabileceğimize inanıyoruz.
İlginize teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
Azerbaycan Milli Mukavemet Hareketi (AMMH) Yönetim Kurulu
06 Ekim 2023